Özlem Üner
Mimar Sinan Fine Art University academian
İstanbul 4 mevsim demek, 4 mevsimi bir arada yaşamak demek...
İlkbaharım, Sonbahar, Yazım Kış demek...
İstanbul ilkbahar demek, benim çocukluğum demek,
Kurtuluştan Maçka’ya yürüyerek okula gitmek, caddelerde ilk
özgürlüğü hissetmek demek... Vitrinlere bakmak demek, Gorbon Işıl
tasarımlarına hayran olmak demek....
Evet! İstanbul benim için yürüyüş demek, İstanbul Yaz demek,
Nişantaşı’ndan Akaretler’e, Kabataş’tan Cihangire, Karaköy’den
Galata’ya, İstiklal’e yürümek demek....İstanbul tabi ki Beyoğlu
demek, en üst katında 15 yıl yaşadığım, devasal pencereleri, kapıları
ve koridoruyla ruhumun at koşturduğu tarihi Çorlu apartmanı
demek...arkadaşlıklar, kafeler, meyhaneler demek İstanbul...
İstanbul, sanat demek, müzik, resim demek... muhteşem dekorlarıyla,
kostümleriyle opera, bale demek , Mengü Ertel afişleriyle AKM
demek ....Emek sineması, Atlas pasajı demek, gişe kuyruklarında
soğukta beklemek demek...İstanbul kış demek,
Arkadaşlarla coşmak demek,
Soho, Dulcinea demek, Hayal Kahvesi, Mojo demek...
Sahaflarda kitap aramak demek...Homer’de, Mefisto’da kitapların
,dergilerin arasında, kaybolmak demek...
İstanbul nostalji demek...
İstanbul yalnızlık demek , vapura atlayıp, dalgaları, martıları
izlemek, şehrin siluetine hayran olmak demek....
İstanbul demek, tek başına olmak, kimseye ihtiyaç duymaksızın dolu
dolu yaşayabilmek demek......
İstanbul var olmak demek ....
123-456-7890

.png)
